![Resim](/uploads/2/6/9/7/26977128/4247298.jpeg)
marstan görüntü.
![Resim](/uploads/2/6/9/7/26977128/7711939.jpg)
Uzay ya da fezâ, Dünya'nın atmosferi dışında ve diğer gök cisimleri arasında yer alan, gök cisimleri hariç, evrenin geri kalan kısmındaki sonsuz olduğu düşünülen boşluğa verilen isimdir. Ortalama sıcaklığı -270 °C, mutlak sıfırnoktası ise -273 santigrat derecedir. Atmosfer ile uzay arasında kesin bir sınır bulunmamaktadır, fakat Dünya'nın atmosferi yukarı doğru çıkıldıkça incelmektedir. Uzayda tahminen milyarlarca galaksi bulunmaktadır. Bu tahmini galaksilerin içinde tahminen milyonlarca sistemler, gezegenler ve astroitlerbulunmaktadır. Fizikçi Carl Sagan'ın kitabı "Kozmos" da yazdığı üzerine evrensel atom sabiti 1088 kadar yani 10 üssü 88, Carl Sagan'a göre evrende tahmini 1'in yanında 88 sıfır tane atom var (on oktovigintilyon). her türlü galaksi uzayın büyüklüğünü
![Resim](/uploads/2/6/9/7/26977128/6487991.jpg)
Eris (2003 UB313), Plüton cüce gezegeninden daha büyük bir Neptün ötesi cisim.[1]
Palomar Gözlemevi merkezli keşif ekibi, NASA ve bazı basın organları tarafından Güneş Sisteminin onuncu gezegeni olarak tanımlanmaktaydı.Uluslararası Astronomi Birliği, Ağustos 2006'da, Eris'in de durumunu netleştirecek olan, "gezegen" teriminin tanımını yayınladıktan sonra, gezegen olmadığına karar verildi. Onun yerine Plüton, Haumea, Makemake ve Ceres ile birlikte cüce gezegen sıfatını aldı.
Kaliforniya Teknoloji Üniversitesi'nden Michael E. Brown başkanlığındaki ekip, Hubble Uzay Teleskopu ile Temmuz 2005'te Dünya'dan 15 milyar km ötede bir gezegen tespit ettiğini açıklamış ve gezegene gayriresmi olarak "Xena" (Zeyna) adını vermişti. Teleskop Zeyna'nın çapını 2.389 km olarak ölçmüştür. 2005 yılında yapılan gözlemlerde Eris'in bir uydusu bulunduğu keşfedilmiştir ve bu uyduya Dysnomiaadı verilmiştir.
Eris'in yörüngesi, Güneş sistemindeki diğer gezegenlerin yörüngesel düzlemine 45 derece eğik konumda bulunuyor. Bu eğim yüzünden2005 yılına kadar gözlerden uzak kaldığı düşünülen Eris, Güneş'in çevresindeki turunu 560 yılda tamamlıyor.
Palomar Gözlemevi merkezli keşif ekibi, NASA ve bazı basın organları tarafından Güneş Sisteminin onuncu gezegeni olarak tanımlanmaktaydı.Uluslararası Astronomi Birliği, Ağustos 2006'da, Eris'in de durumunu netleştirecek olan, "gezegen" teriminin tanımını yayınladıktan sonra, gezegen olmadığına karar verildi. Onun yerine Plüton, Haumea, Makemake ve Ceres ile birlikte cüce gezegen sıfatını aldı.
Kaliforniya Teknoloji Üniversitesi'nden Michael E. Brown başkanlığındaki ekip, Hubble Uzay Teleskopu ile Temmuz 2005'te Dünya'dan 15 milyar km ötede bir gezegen tespit ettiğini açıklamış ve gezegene gayriresmi olarak "Xena" (Zeyna) adını vermişti. Teleskop Zeyna'nın çapını 2.389 km olarak ölçmüştür. 2005 yılında yapılan gözlemlerde Eris'in bir uydusu bulunduğu keşfedilmiştir ve bu uyduya Dysnomiaadı verilmiştir.
Eris'in yörüngesi, Güneş sistemindeki diğer gezegenlerin yörüngesel düzlemine 45 derece eğik konumda bulunuyor. Bu eğim yüzünden2005 yılına kadar gözlerden uzak kaldığı düşünülen Eris, Güneş'in çevresindeki turunu 560 yılda tamamlıyor.
![Resim](/uploads/2/6/9/7/26977128/8339899.jpg)
Yıldız, ağırlıklı olarak hidrojen ve helyumdan oluşan,[1] yoğun ve karanlıkuzayda ışık saçan gökyüzünde bir nokta olarak görünen plazma küresi. Bir araya toplanan yıldızların oluşturduğu gökadalar gözlemlenebilir evreninhâkimidir. Dünya'dan çıplak gözle görülebilen yaklaşık 6 bin dolayında yıldız vardır ve Dünya'ya en yakın yıldız, aynı zamanda Dünya üzerindeki yaşamın kaynağı da olan Güneş'tir.[1]
Gün ışığı dâhil olmak üzere Dünya üzerindeki enerjinin çoğunun kaynağıGüneş'tir. Diğer yıldızlar, Güneş’in ışığı altında kalmadıkları zaman yanigeceleri gökyüzünde görünürler. Yıldızların parlamasının nedeni çekirdeklerinde meydana gelen çekirdek kaynaşması (füzyon) tepkimelerinde açığa çıkan enerjinin yıldızın içinden geçtikten sonra dış uzaya ışınım (radyasyon) ile yayılmasıdır.
Gökbilimciler bir yıldızın tayfını, parlaklığını ve uzaydaki hareketini gözlemleyerek o yıldızın kütlesi, yaşı, kimyasal bileşimi ve bunun gibi birçok özelliğini belirleyebilirler. Bir yıldızın toplam kütlesi, yıldızın gelişiminin ve sonunun ana belirleyicisidir. Bir yıldızın gelişim süreci içinde bulunduğu aşamaya göre çapı, dönüşü, hareketi ve sıcaklığı belirlenir. Sıcaklık ve parlaklık durumuna göre işaretlendikleri Hertzsprung-Russell diyagramı (H-R diyagramı), yıldızların güncel yaşını ve gelişim, sürecindeki aşamasını belirlemek için kullanılır.
Yıldız gelişiminin ilk halkası, hidrojen, bir miktar helyum ve çok az miktarda daha ağır öğelerden oluşan ve içe doğru çökmeye başlayan bir madde bulutudur. Yıldız çekirdeği yeteri kadar yoğunlaştıktan sonra içinde bulunan hidrojenin bir kısmı sürekli olarak çekirdek kaynaşması tepkimesiyle helyuma çevrilir. Yıldızın geri kalan kısmı, açığa çıkan erkeyi, ışınım ve ısıyayım (konveksiyon) birleşimiyle çekirdekten uzağa taşır. Bu süreçler yıldızın kendi içine doğru çökmesini engeller ve erke, yıldız yüzeyinde bir yıldız rüzgârı yaratarak dış uzaya doğru ışınım yoluyla yayılır.[2]
Çekirdekteki hidrojen yakıtı bittikten sonra, en azından Güneş'in kütlesinin beşte ikisi kadar bir kütleye sahip olan yıldız[3] genişleyerek, daha ağır olan öğeler çekirdekte ya da çekirdeğin etrafında kabuk hâlinde kaynaşarak kırmızı dev hâline gelir. Daha sonra maddenin bir kısmı yıldızlararası ortama salınarak, ağır öğelerin daha yoğun olacağı yeni bir yıldız nesli yaratacak şekle dönüşür.[4]
İki ya da daha fazla yıldızdan oluşan sistemlerde birbirine kütleçekim gücüyle bağlanmış ve genellikle birbirinin çevresinde düzenli yörüngelerde dönen yıldızlar bulunur. Birbirine çok yakın bir yörünge izleyen yıldızların kütleçekimgücü ile etkileşimlerinin evrimsel gelişimlerinde önemli etkisi vardır.[5]
Gün ışığı dâhil olmak üzere Dünya üzerindeki enerjinin çoğunun kaynağıGüneş'tir. Diğer yıldızlar, Güneş’in ışığı altında kalmadıkları zaman yanigeceleri gökyüzünde görünürler. Yıldızların parlamasının nedeni çekirdeklerinde meydana gelen çekirdek kaynaşması (füzyon) tepkimelerinde açığa çıkan enerjinin yıldızın içinden geçtikten sonra dış uzaya ışınım (radyasyon) ile yayılmasıdır.
Gökbilimciler bir yıldızın tayfını, parlaklığını ve uzaydaki hareketini gözlemleyerek o yıldızın kütlesi, yaşı, kimyasal bileşimi ve bunun gibi birçok özelliğini belirleyebilirler. Bir yıldızın toplam kütlesi, yıldızın gelişiminin ve sonunun ana belirleyicisidir. Bir yıldızın gelişim süreci içinde bulunduğu aşamaya göre çapı, dönüşü, hareketi ve sıcaklığı belirlenir. Sıcaklık ve parlaklık durumuna göre işaretlendikleri Hertzsprung-Russell diyagramı (H-R diyagramı), yıldızların güncel yaşını ve gelişim, sürecindeki aşamasını belirlemek için kullanılır.
Yıldız gelişiminin ilk halkası, hidrojen, bir miktar helyum ve çok az miktarda daha ağır öğelerden oluşan ve içe doğru çökmeye başlayan bir madde bulutudur. Yıldız çekirdeği yeteri kadar yoğunlaştıktan sonra içinde bulunan hidrojenin bir kısmı sürekli olarak çekirdek kaynaşması tepkimesiyle helyuma çevrilir. Yıldızın geri kalan kısmı, açığa çıkan erkeyi, ışınım ve ısıyayım (konveksiyon) birleşimiyle çekirdekten uzağa taşır. Bu süreçler yıldızın kendi içine doğru çökmesini engeller ve erke, yıldız yüzeyinde bir yıldız rüzgârı yaratarak dış uzaya doğru ışınım yoluyla yayılır.[2]
Çekirdekteki hidrojen yakıtı bittikten sonra, en azından Güneş'in kütlesinin beşte ikisi kadar bir kütleye sahip olan yıldız[3] genişleyerek, daha ağır olan öğeler çekirdekte ya da çekirdeğin etrafında kabuk hâlinde kaynaşarak kırmızı dev hâline gelir. Daha sonra maddenin bir kısmı yıldızlararası ortama salınarak, ağır öğelerin daha yoğun olacağı yeni bir yıldız nesli yaratacak şekle dönüşür.[4]
İki ya da daha fazla yıldızdan oluşan sistemlerde birbirine kütleçekim gücüyle bağlanmış ve genellikle birbirinin çevresinde düzenli yörüngelerde dönen yıldızlar bulunur. Birbirine çok yakın bir yörünge izleyen yıldızların kütleçekimgücü ile etkileşimlerinin evrimsel gelişimlerinde önemli etkisi vardır.[5]